Pazartesi, Mayıs 16

Banyonun Ardından

Senin dedim, terlik denilen şeyden hiç mi haberin yok ya? Hiç mi Godfather izlemedin ya dedim. Ben her gün senin yüzünden topuğu yırtık çorapla evde terliksiz gezmeye mecbur muyum dedim. Çorap verdi bana. Verdiği çorap da naylon. Suratına baktım, hiçbir şey söylemedi, sustu. Anne... dedim. Susmaya devam etti.

Cuma, Mayıs 6

Eylemsizlik: Ben Klasman Dışıyım

Gecenin bir yarısı, sessiz. Camdan sarktığım zaman araba sesi duymuyorum, sadece türünü bilmediğim bir kuş cıvıldıyor. Arka taraflardan da böyle gereksiz bir karga gaklaması geliyor, karganın sesinden hoşlanmıyorum o olmasa daha güzel bir atmosfer o anda. Sokağın öbür ucundan derin sessizliğin içinde bir apartman bahçesi kapısının çarptığını duydum. Birileri eve henüz giriyor, hayat var. Hayat var ya... Karnım acıkıyor gibi hissettiğim her an bir avuç tuzlufıstığı mideme indiriyorum. Evde günlük süt olsaydı da içseydim dediğim anlar. En kötüsünü de camdan sarktığım dakikaların ezan saatine denk geldiği anlarda yaşıyorum. Ne güzel sessiz sessiz duruyorum ben orda, o saatte bağırmanın nedeni nedir? Sakin sakin mırıldansan anlarım da bağırıyorsun, niye bağırıyosun yani? Pencerenin dışındaki mermer dirseklerimi üşütmeye başlıyor yavaş yavaş, sigaramı söndürüp içeri giriyorum. İçeri girmekten hoşlanmıyorum, bütün gece orda durabilirim. Ama o gece sonsuza kadar devam etmiyor işte, güneş doğuyor en sonunda. Amına koyduğumun güneşi...